Hıdrellez

13:38 Gönderen dexter_fernando

Gelenek ve göreneklerimize ne kadar sahip çıkıyoruz? Gelenek ve göreneklerimiz bizim milli kültürümüzü oluşturmazlar mı? Milli kültürüne sahip çıkmayan bir ülke yıkılmaya mahkûm değil midir? O zaman neden kendi kendimizi yıkma çabasına giriyoruz? Evet, klasik bir giriş yaptım sorular sorarak ama belki de en etkili girişler sorularla başlamalıdır. Okuyucu sıkılmamalı yazar okuyucu ile konuşmalıdır.


Ana konumuz hıdrellez. Şimdiden sıkıcı bir konu olarak tanı koyduysanız kesinlikle bu sorulara da olumsuz cevap vermişsinizdir. Ben Çanakkale’nin küçük bir ilçesinde yaşıyorum. Hatırlıyorum da eskiden çok güzel kutlanırdı. İnsanlar baharın gelişini kutlamak için sokaklara akardı. Acıları ve sevinçleri paylaşırlar hala birlik içinde olduklarını hatırlatırlardı. Sahil boyunda çiftler ve aileler kol kola girer. Romantik ve güzel ay ışığının altında çekirdeklerini çıtlarlardı. Dayanışma teriminin anlamı daha bir belli olurdu. Sonra ateşten atlardık. Bazen bir yerleri tutuşanlarda olurdu. Ama çoğunlukla mutlu geçerdi. İnsanların yüzünde asla tebessüm eksik olmazdı. Sonra ağaçlara adaklar asardık. Çoğunlukla kızlar ve kadınlar yapardı bu işleri fakat o ağaçların bir bayram şöleni haline geldiği görünce oturup saatlerce adakların uçuşunu görmek çok hoşuna giderdi insancıkların, sonra o adaklar kopar giderse olunacağına inanılırdı.


Belki batıl inançtı fakat sonuçta bunlardı gelenek ve göreneklerimiz birde din öğretmenleri vardı. Aşırı dinçi bunların Müslümanlık dışı olduğunu söylerdi. Bunlar bizim dayanışmamızı sağlıyorsa, birlik ve beraberliğimizi koruyorsa bunlar asla din dışı olamaz. Daha doğrusu iyi şeylere neden olan şeyler nasıl olurda günah olabilir? Ben onlara asla bu konuda hak vermezdim. Ama haklı oldukları yönlerde vardı. Konudan uzaklaşmadan diyorum ki lütfen milli kültürünüze sahip olun. Bu zamanlar da başka sahip çıkacak donumuzdan başka neyimiz kaldı ki? Neyse en azından kriz bizi teğet geçti. ( Sözün meclisten içeri)

Ahmet Türkan

0 yorum:

Yorum Gönder