Barda

19:36 Gönderen dexter_fernando



Yazıma bu olayları gerçekten yaşayan insanlara “geçmiş olsun” diyerek başlamak istiyorum. Gerçekten başlarından hiçbir zaman istemeyecekleri bir olay geçti. Gerçek olayın evde yani bir apartman dairesinde geçtiği belirterek Barda filminin Türk Sinemasına yeni bir soluk getirdiğinden bahsetmek isterim. Özellikle korku filmi türünde ya da en azından gerilim türünde bir film yapabilmek için yararlanacağız kaynakların azlığından ötürü Kuran üzerinden izleyiciyi korkutmaya çalışıyoruz. Ancak bunun izleyici korkutmaktan çok filmden soğuttuğunu Hasan Karadağ’ın iki filminde de gördük. Barda'nın belki de en önemli başarısı, aynı şehirde dip dibe yaşamalarına rağmen birbirlerine kıskançlık, küçümseme ve nefret gibi duygularla bakan farklı gruplar arasındaki gerilimi ve şiddet potansiyelini gerçekçi bir şekilde ortaya koyuyor olması. Yakın zamanda yaşanmış tüyler ürpertici bir olayı referans alarak, benzerini en azından Türk sinemasında zor bulacağımız bir şiddet gösterisi sunuyor.

Aslına bakılırsa yoğun şekilde yapılan Ayşecik ve Ömercik filmlerinden ötürü beyazperde de şiddette alışık olmayan Türk izleyicisine şiddettin gözüne sokarcasına gösteren Serdar Akar’ı tebrik etmek lazım. Seri katil olgusu tam olarak yerleşmemiş toplumuza bu gerçek ve sindirilmesi zor filmi kabullendirdiği için teşekkür ediyorum. Özellikle tecavüz, dayak, işkence sahnelerinin bolca kullanımı hem senaryoyu hem de karakterleri filmden soyutlayabilirdi. Ama mekân seçiminin bir bar olması bunların hepsini engelledi. Sonuçta barın seçimi şiddettin sokaklardan eğlence mekânlarımıza kadar girdiğinin birer göstergesiydi.


Oyunculuktan bahsetmeğe gerek yok diye düşünüyorum. Çünkü bütün oyuncular rolünün hakkını iyi vermişler. Filmin tek kötü yönü mahkeme sahnelerinde adalet sistemini sorgularken diyalogların inandırıcılıktan uzak oluşuydu. Çünkü izleyicinin önüne gerçek bir olay sürüyorsun filminde de köküne kadar inandırıcılık kokması lazım. Yine de benim beğendiğim filmin tuzaklarla dolu sorularıyla örnek “Eğer bunlar size olsaydı, yapanların ölümle ya da aynı şekilde cezalandırılmasını ister misiniz? ” biz tam da buna kızgınlıkla cevap verirken film bu sefer “Bizim onların ölüp yaşama haklarını hüküm vermemiz söz konusu olabilir mi?” sorusu geliyor. Başroldeki çocuk filmde ne kadar hapishanede suçluların ölmelerini istemese de mafya babası hükmü veriyor. Sonuç ise gerçekten harka bir film oluşu, tabii işkence izlemeye sinirleriniz dayanamıyorsa o başkadır.

İncelememin sonunda size televizyonda olayı gerçekten yaşayan vatandaşımıza film hakkındaki düşünceleri sorulunca ağlayarak “Ben bu olayları unutmaya çalışıyordum. Ama bana hatırlattılar. Bize sormadan bunu nasıl yapabilirler. Biz orada tecavüze uğradık. 17 saat işkenceye uğradık. Bize elektrik verildi. Saatlerce dövüldük ve jiletlendik. Bundan sonra eş cinsel damgası yedim” demesi gözlerimden yaşlar akıttı. Gerçekten böyle kişiler insan olamazlar. Gerçekçilik konusunu kısmen beceren Serdar Akar, tatlandırıcı gibi kullandığı mahkeme sahneleri ve filmin genel atmosferinden kopuk, hızlandırılmış final sahnesiyle ayaklarını yerden kesiyor ve izleyicinin metanetini koruyabilmesi için filmin gücünü zayıflatmaya karar verdiğini ortaya koyuyor. Bir haksızlık karşısında tarafsız kalmak; etik, hukuk, medeniyet, yasa gibi kavramların arkasına sığınmadan hangi safta yer aldığını belli etmemek haksızlığa ortak olmak, gerekçe ne olursa olsun haksızlığa alkış tutmaktır.

4 yorum:

  1. Vladimir dedi ki...

    Bu korkunç eve baskın haberini gazetelerde okuduğumu hatırlıyorum. Çok rahatsız edici ve öfke vericiydi. Sonra filmin bir bölümünü izledim o da rahatsız ediciydi. O olayı yaşayanların ömürlerinin geri kalan bölümünde kendilerini güvende hissedebilmeleri çok zor. Ülkemizde bir olayda mağdur olup zarara upradığınızda yapayalnız olduğunuzu, çaresiz kaldığınızı ve yanınızda kimsenin olmadığını görerek ayrıca şoka giriyorsunuz. Malesef böyle..

  2. dexter_fernando dedi ki...

    Evet, haklısınız. Zaten bildiğim üzere caniler af ile serbest kalmışlar. Kurbanlar ise şuan Hollanda vatandaşlığına geçmişler. Gerçekten can güvenliğimiz var mı?

  3. Vladimir dedi ki...

    Böyle adalet olmaz olsun. SUçlunun yaptığı yanına kar. ZOr duruma düşmemeye bakmak lazım. Suçlu ödüllendiriliyor kurbanlar zavallı olarak kalıyor.

  4. dexter_fernando dedi ki...

    Ama filmin sonu güzel bütün caniler öldürülüyor, diğer suçlular tarafından.

Yorum Gönder