Benny'nin Videosu

20:06 Gönderen dexter_fernando


14 yaşındaki Benny, zengin ailesine tamamen yabancılaşmaktan kaçmak için videoda alternatif bir duygusal dünya bulur. Benny, vaktini şiddet dolu filmler izleyerek ya da video kamerası aracılığıyla yatak odasının penceresinden dışarı bakarak geçirir. Yavaş yavaş, etrafındaki insanlar farkına varmadan gerçeklik duygusu değişmeye başlar. Bir haftasonu kendi yaşlarında bir kızı evine davet eder. Ailesi şehir dışına çıkmış, ev ona kalmıştır. Olaylar masum ve genç bir aşk gibi başlasa da kısa süre sonra trajediye dönüşür. Benny evine davet ettiği bir okul arkadaşını aniden öldürüverir. Fakat genç adam bunun için hiç panik yapmaz ve olayı gayet soğukkanlılıkla karşılar. Ailesi ise cinayeti öğrenir öğrenmez, olayın üstünü kapatmak üzere harekete geçer.

Şiddeti en saf haliyle önümüze sunan Michael Haneke’nin “Duygusal Buzlaşma” olarak tanımlanan üçlemesinin ikinci filmi Benny’s Video, yönetmenin 5 yıl sonra çekeceği Funny Games’e bir ön hazırlık görünümünde adeta. Bir Haneke hayranı olarak onun filmlerinin anlaşılmamasından rahatsızlık duyuyorum. Genelde olumsuz eleştirilere maruz kalıyor. Bunun sebebi de sinema filmlerinin sadece hoş vakit geçirmek için izlenmesi olabilir. Maalesef Haneke seyirciyi korkutmuyor veya güldürmüyor. Onun amacı filmle seyirciyi bütünleştirmek. Hedef kitlesi de sinemayı gerçekten sevenlerden oluşuyor dolayısıyla.
Hanekenin amacı sizi filmin içine almak. Aynı olay karşısında; siz olsaydınız ne yapardınız? Sorusunu soruyor seyirciye her zaman ve siz de fikir üretiyor, kafanızda bir senaryo yazıyorsunuz. Sinemayı seven biri için bundan daha güzel ne olabilirdi. Onun amacı seyirciyi sabırsızlaştırmak, germek ve sinirlerini bozmak. Birçok kişi sinema filmlerinin amacı; eğlendirmek, güldürmek, korkutmak ve keyif vermektir ama onun filmlerinde bunların hiçbiri yok yazıyor. Sabır, gerilim, sıkıntı da gereklidir. Zaten öyle değil mi? Kim hayatını sadece gülerek ve eğlenerek geçirebiliyor ki? Hayatımızda böyle bir denge yok mu? Aynı gün içinde hem ağlayıp hem de güldüğümüz olmuyor mu? Belki Haneke de spontane sinema sektörünün dengesini sağlamaya çalışıyordur...
Sinema filmleri insana bir şeyler katabilmelidir, bir diğer amacı da budur! Ama Haneke filmleri insana bir şey katmıyor diye düşünenlere ise şunu söylemek istiyorum: Bütün filmlerin senaryosu birbirine benziyor, hep aynı konular işleniyor. İnsanın gerçek durumu yansıtılmıyor. Hanke ise gerçeği işliyor. Evet, bir sahnede dakikalarca takılıp kalıyor. Bazıları bunu filmin süresini uzatmaya çalışıyor gibi saçma bir düşünceyle yorumluyor. Oysa Haneke bu sahnelerde sizin düşünmezini istiyor. Sizi sizle baş başa bırakıp kendinizi görmenizi, yüzleşmenizi sağlıyor. Bence bu da bir çeşit terapidir. Anladığınız üzere Haneke size sadece seyir zevki vermiyor aynı zamanda bir şeyler kazandırıyor. O sinema sektörünün en büyük dehasıdır. Ruh hastası olduğunu düşünenler olabilir. Öyle olsa bile kesinlikle tedavi edilmemeli!

0 yorum:

Yorum Gönder