Altıncı histen sonra shyamalan beni çoğu filmde etkileyen yönetmenlerden biriydi. Altıncı histen sonra performansında düşüş olduğundan bahsedilen yönetmen mistik olay filmi ile bütün eksiklerini tekrar toparlamayı başardı. "Mistik Olay"ın ("The Happening", 2008) bol bol tartışma yaratacağı kesin ancak genel anlamda gişede ve eleştirmenler nezdinde büyük başarıya ulaşmayacağını da rahatça görmek mümkün. Her Shyamalan filmi gibi burada da konudan çok fazla bahsetmemek gerekiyor aslında, ama fragmanları görmüş olanlar, garip bir şekilde kitleler halinde toplu intiharların yaşandığı ürkütücü manzaralardan haberdardır. İşte bu noktada, ilişkileri sorunlu bir dönem geçiren fen öğretmeni Elliott ile Alma'nın bir nevi kaçış öyküsünü görüyoruz. Aslında tam olarak kaçış demek ne kadar doğru bilinmez, zira neyden kaçıldığı hiçbir zaman kesin 'bilimsel' verilerle ortaya çıkmıyor. O yüzden 'hayatta kalmaya çalışma' demek daha doğru olacaktır. "Mistik Olay" içerdiği bu belirsizlik duygusuyla aslında bir paranoya öyküsü anlatıyor.
Son derece tedirgin edici bir atmosfere sahip olan filmin karakter yaratımının da pek başarılı olmadığını söylemek doğru olur. Hitchcock’a yakın atmosfer yaratımı açısından da filmi izlerken hep aklıma kuşlar filmi geldi. Yine de bu filmi hiçbir filme benzetmeden izlemek gerekir diyerek bu kanımdan vazgeçtim. "Mistik Olay" daha çok tekinsiz, sessiz ve sakin atmosferiyle seyirciyi etkilemeye çalışan bir gerilim. Aslında illâ da bir benzerlik kurulacak olursa yönetmenin 2002 tarihli numarası "İşaretler"i ("Signs") referans göstermek daha doğru olabilir. Çevresel olaylar, çekirdek aile meselesi, insanlar arası ilişkiler gibi temalar burada da kendisini hissettiriyor. "Mistik Olay" sonuç olarak hiçbir şekilde efekt veya süslü ışık kullanımları ya da kamera hareketleri olmadan sakin bir şekilde öykünün içindeki tekinsizliği veren ve bu bağlamda hareketli bir korku bekleyenleri de hayal kırıklığına uğratabilecek bir yapım. Anlatım gücünü arkasına alarak kıyamet teorisine benzer senaryosuyla etkileyici bir film… Sinemada belirsizliği ve tekinsiz atmosfer filmlerini sevenler, kesimlikle bu filmi izlemeliler. Bunun dışında “izlemeyin” dedirtecek bir şeyi yok gibime geliyor. Ne kadar çok tepki alsa da o kendi alt türüne yaratmaya çalışan yönetmenlerden biridir. Nefis bir paranoya filmi kesinlikle izleyin. Çayırlada inthar eden kırsal kesimin vahşi insnlarının karanlık yüzlerini görmek istemisiniz?
her Shyamalan filminde olduğu gibi bu filmde de sahne sürekliliği yok, tamam iyi güzel konu senaryo çıkartıyorsun ama birazda dikkat etsen diye serzenişte bulunacağım burada. gerçi kendimi arjantindeki futbolculara sesleniyormuş gibi hissettim ya neyse. yok bence Shyamalan 6. histe olduğu gibi başarı yakalayamadı diğer filmlerinde, çünkü artık kendini tekerrürden başka bir şey yapamadı. üstelik bariz hatalar her kesin gözüne çarpıyordu...
Shyamalan 6.His filmiyle gönlüme taht kurduğundan beri her filmini bu sihirli kalem yine neler yapmış diye merakla izliyorum. Ancak Köy filmini dışında tutarak 6.His'ten bu yana büyük bir düşüş yaşadığını düşünüyorum. Her seferinde senaryoda yada kurguda bir şeyler eksik geliyor bana. Mistik Olay'a gelince...Doğru, bizler doğa için büyük tehtitiz ve eğer oyuncu seçimi (Wahlberg başrolü taşıyamamış) ve kurgusu iyi olsa bu filmi daha başarılı bulabilirdim.Ama sıkılmaktan ve hayal kırklığı yaşamaktan öte geçemedim bu filmde de:(
ben de filmden çok şey bekleyip sıkılanlardanım sanırım, shyamalan adını görünce insan bundan çok daha fazlasını bekliyor.. tutarsızlıklar vardı sanırım, izleyeli bayağı zaman olduğu için tam da hatırlamıyorum, ama aklımda kalan en önemli nokta bu kadar güzel bir konunun bu kadar basit anlatılması oldu.. çok yüzeysel geçti, inandırıcı olmadı, ilk sahneyi görünce süper bir film geliyor demiştim ben bi de.. son sahnede salaklar için açıklama yapmış galiba, çok gereksizdi o tv sahnesi.. zoey de başrol diye mi kabul etmiş bu rolü anlamış değilim :(
Bu blog Ahmet Türkan tarafından hazırlanılmış olup Trash Sineması, Giallo filmleri, Dünyadan Fantastik, Korku sineması, B filmleri,Anime,Bilimkurgu,istismar sineması Post Apokaliptik ve zombi kültürü üzerine kurgulanmış bir sitedir. Amacımız özellikle sinema severlerin sevipte hiç biryerde incelemesini bulamadığı filmleri, kısa filmleri ve kitapları incelemektir. Özellikle hiçbir ticari reklama başvurmadan sırf sinema aşkımızdan ötürü açtığımız bir blogdur. Ve hep böyle hizmet edecektir.. Türkçenin doğru kullanımını destekler ve buna dikkat etmeye çalışır. Alt türlere destek veren bir blog olarak bize destek veren herkese ayrıca teşekkürler... Ayrıca yazılarımızı kaynak göstererek yayınlayabilirsiniz.
10 Ağustos 2009 21:49
her Shyamalan filminde olduğu gibi bu filmde de sahne sürekliliği yok, tamam iyi güzel konu senaryo çıkartıyorsun ama birazda dikkat etsen diye serzenişte bulunacağım burada. gerçi kendimi arjantindeki futbolculara sesleniyormuş gibi hissettim ya neyse.
yok bence Shyamalan 6. histe olduğu gibi başarı yakalayamadı diğer filmlerinde, çünkü artık kendini tekerrürden başka bir şey yapamadı. üstelik bariz hatalar her kesin gözüne çarpıyordu...
10 Ağustos 2009 22:07
Shyamalan 6.His filmiyle gönlüme taht kurduğundan beri her filmini bu sihirli kalem yine neler yapmış diye merakla izliyorum. Ancak Köy filmini dışında tutarak 6.His'ten bu yana büyük bir düşüş yaşadığını düşünüyorum. Her seferinde senaryoda yada kurguda bir şeyler eksik geliyor bana.
Mistik Olay'a gelince...Doğru, bizler doğa için büyük tehtitiz ve eğer oyuncu seçimi (Wahlberg başrolü taşıyamamış) ve kurgusu iyi olsa bu filmi daha başarılı bulabilirdim.Ama sıkılmaktan ve hayal kırklığı yaşamaktan öte geçemedim bu filmde de:(
11 Ağustos 2009 00:22
ben de filmden çok şey bekleyip sıkılanlardanım sanırım, shyamalan adını görünce insan bundan çok daha fazlasını bekliyor.. tutarsızlıklar vardı sanırım, izleyeli bayağı zaman olduğu için tam da hatırlamıyorum, ama aklımda kalan en önemli nokta bu kadar güzel bir konunun bu kadar basit anlatılması oldu.. çok yüzeysel geçti, inandırıcı olmadı, ilk sahneyi görünce süper bir film geliyor demiştim ben bi de.. son sahnede salaklar için açıklama yapmış galiba, çok gereksizdi o tv sahnesi.. zoey de başrol diye mi kabul etmiş bu rolü anlamış değilim :(
11 Ağustos 2009 10:50
Sinemadan anlayan blogcular görmek beni mutlu ediyor. Yorumlarınız için teşekkürler...
11 Ağustos 2009 19:34
ne yazık ki iyi bir Shyamalan filmi değildi...